Sloganımız “Bakmak boşluğu değerlendirmektir”, Ozan Can Türkmen'in Az Önceki Oda kitabından. Daha önce çün' dergisinin Kış 2015’te yayımlanan 4. sayısında, yani editörlerinden biri olduğu ilk sayıda yer aldı.
“Bakmak” ve “görmek” arasındaki klasik ayrımdan başlayabiliriz. Türkmen’in şiiriyle akraba olduğunu düşündüğüm erken dönem sufilerinden Nifferî “Ne kadar çok görürsen, onu ifade vasıtaları da o denli daralır,” diyor. İbn-i Arabî olmasa hakkında bilgimizin olmayacağı bir sufi Nifferî. Teorisine uygun bir şekilde görünür olmamayı seçmiş.
Eğer Ozan Can Türkmen’in dizesini “değerli olan bakışın kendisidir” anlamında alacaksak ve fayda ile ifade kelimelerinin Arap dilindeki akrabalığını da hesaba katacaksak o zaman tersinden Nifferî’ye ulaşırız: “Bakmak ifade etmenin görmek dışındaki bir biçimidir.”
Gelelim dizedeki önermeye... “Boşluk” konusunda yine Türkmen şiirinin uzak akrabası saydığım kıymetli dostum Ufuk Akbal’ın bir dizesi imdadıma yetişiyor:
“Boşluk radiohead dinleyemediğim yermiş.” Ufuk Akbal’ın boşluğunda bir mutsuzluk var ve “değerlenmesi” işiterek gerçekleşiyor. İşte benim zihnimde ikisini birleştiren yer burası. Görmenin temel paradigma olduğu bir uzamda başka araçlarla yürümeyi seçmiş iki şair. İşte şairane olanla şiir olanın arasındaki ayrımın kalktığı yer. İşte ütopya.
Şimdi Akbal'ın boşluğunu dolduralım ve kaldığımız yerden işimize devam edelim.